8. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun evsahipliğinde Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili Bakanların katılımıyla TOBB İkiz Kuleler’de gerçekleştirildi. Şuraya Bergama Ticaret Odası’ndan Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Ürper katılım gösterdi.
81 il 160 ilçenin sorunlarının konuşulduğu, 8. Ticaret ve Sanayi Şura’sında İzmir’i temsilen bir konuşma yapan ALTO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Saka, İzmir’in tüm unsurları ile birlikte üreterek büyümeye devam ettiğini ifade etti.

‘İZMİR ÇEVRE YOLU EN AZINDAN ALİAĞA’YA KADAR TAMAMLANMALI’
Konuşmasının başında ulaşım sorunlarına değinen Saka, İzmir’in diğer illerle, hatta ilçeleriyle bile ulaşım bağlantısının Türkiye standartlarının altında olduğunu söyledi. Mevcut bölünmüş yolların trafiği kaldırmadığını belirten Saka, Mevcut yolların iyileştirilmesini, İzmir Çevre Yolu’nun Menemen-Aliağa-Çandarlı Limanı ve Bergama’ya otoyol olarak devam etmesini, Çandarlı Limanı projesi uzayacaksa, Çevre Yolu’nun en azından Aliağa OSB’ye kadar olan kısmının tamamlanmasını ve devamında da Ege-Avrupa Otoyolu projesinin bir an önce başlamasını talep ettiklerini kaydetti.

‘İZMİR’DEN YURT DIŞINA DİREKT UÇUŞ ŞART’
İzmir Limanı’nın gemi yaklaşım kanalının taranması ile İnciraltı-Çiğli tüp tünel ve viyadükle bağlanmasında hayati önem taşıdığını vurgulayan Saka, bunun yanında İzmir’den dünyanın önde gelen merkezlerine de direkt uçuş bağlantılarının yapılmasını istediklerini dile getirdi.

‘KRUVAZİYER’DE HEDEF ANA LİMAN OLMAK’
Limanda fener, sahil sağlık ve römorkör hizmetlerinde indirim yapılması beklenirken, “Gemi Trafik Hizmetleri Tarifesi” adı altında yükseltmeye gidilmesinin İzmir’e yeni maliyet artışları getirdiğini ve bu yüksek maliyetlerin giderilmesi gerektiğini belirten Saka, aynı zamanda İzmir’in kruvaziyer turizmde homeport (ana liman) olması için mevcut hangarın yolcu terminali haline getirilmesi ve gemilerin giriş yolunun -15 metreye taranmasının gerektiğini söyledi.

‘İZMİR’DE TARIMSAL KALKINMA İÇİN IPARD ŞART’
Saka, IPARD (Tarımsal ve Kırsal Kalkınma) desteklerinden Aydın ve Manisa gibi illerin yararlanırken, İzmir’in yararlanamadığını ve bu mağduriyetlerinin giderilmesini istediklerini vurgulayan Saka, diğer bir taleplerinin de zeytinyağı ve pamukta destekleme prim miktarlarının arttırılması ve ödeme zamanının yeniden düzenlenmesi, markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracat desteklerinin arttırılması, sofralık zeytine destekleme priminin ödenmesi olduğunu vurguladı.

‘HAVZALARIMIZI GELECEK KUŞAKLARA DOĞAL HALİNDE BIRAKMALIYIZ’
Bölgede yer altı su seviyelerinin ciddi bir şekilde düştüğünü ifade eden Saka, Bakırçay, Gediz ile Küçük Menderes Havzaları’nda baraj, gölet ve sulama projelerinin hayata geçirilmesinin ve Küçük Menderes Havzası’nın da Beydağ Barajı suyu ile buluşmasının önem arz ettiğini söyledi.

‘MERKEZDEN YERELE DEVİRDE İZMİR PİLOT BÖLGE OLMALI’
Kalkınma Ajanslarının; sosyal imkanların arttırılması, çevre sorunlarının çözülmesi ve marka şehirler oluşturulması konusunda koordinasyon sağlayabilecek en önemli mekanizmalardan biri olduğunu ifade eden Saka, “Kalkınma Ajanslarının yönetim yapılarının etkinliği yönetimlerindeki kamu ağırlığı yüzünden istenilen düzeye ulaşamamaktadır. Ajansların marka şehirler yaratılması yolunda daha verimli çalışması için ajans yönetimlerinde özel sektörün ve sivil toplumun çoğunluk haline gelmesi, Valiliklere ise denetleyici görevler verilmesinin faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda; bölgesel kalkınma ajanslarında yetki yerele devredilmeli, İzmir ise pilot bölge olarak seçilmelidir” dedi.

‘TEŞVİK SİSTEMİNDEKİ ADALETSİZLİK GİDERİLMELİ’
Saka, son olarak teşvik sistemi ile sınır illerde yaratılan haksız rekabeti önlemek için; OSB’lerin dolana kadar komşu ilin teşvik oranlarından faydalandırılması gerektiğini ve ayrıca OSB’lere taşınan firmalara yönelik destekler verilmesi gerektiğini vurguladı.