“İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?”
Türkler tarih boyunca, baba erkil denilen aile yapısını gönüllerine yerleştirememişler ve benimseyememişlerdir. İşte Atatürk, milletin geçmişinde ve özünde var olan fakat özlem haline getirilmiş bir hakkı, bir duyguyu devlet varlığına geçiren devrimci olmuştur.
“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın”
diyerek, yaptıklarının gerekçesini az, öz ve muhteşem bir ifade ile belirtmiştir
Tüm Kadınların seçme ve seçilme hakkının verilişinin 77.yıl dönümünü kutlarım.
Melih KAHRAMAN/Yönetim Kurulu Başkanı